Takipte olduğum en iyi spor blogu


Klimacı Harun'un Karıları

Bir elinde tornavida, diğer elinde sigarası dükkanın önüne çıktı. Bu kez üzerinde önlüğü vardı. Genelde dış görünüşüne çok ehemmiyet verirdi, sanırım sigara yasağı sebebiyle dalgınlığına gelmiş, önlüğü çıkarmamıştı. Sigarasını yudumlarken bir yandan dumandan kısılan gözleriyle, caddeden geçen bayanları gözlüyordu. Henüz kırkına merdiven dayamış olmasına rağmen, gençliğinde çok fazla limon suyu sürmekten; saçları grimsi bir renk almıştı. Yalnız, hala daha gürdü saçları ve bir süre daha dökülmeyeceği aşikardı. 

Aslen Amasyalı olmayan memur bir ailenin ortanca çocuğu olarak, dünyaya gözlerini Amasya’da açmıştı. İlköğrenimi bu şehirde tamamlayıp, babasının tayini sebebiyle ortaöğrenimini İstanbul Erkek Lisesi’nde yapmıştı. Geçirdiği bu eğitim süresince; okulda kız öğrenci olmaması sebebiyle, bayanlarla pek ilişki kuramamış ve onları çok arzulamasına karşın hep yanlarına yaklaşmaya çekinmişti. Yine lise yıllarında, yanında yarı zamanlı çalışmaya başladığı Balat’lı klimacı Ermeni Carrier usta sayesinde bir meslek edinmiş, lise mezuniyeti sonrasında fakülte eğitimini de bu meslek üzerine almıştı.

Askerliğini de yapıp geldikten sonra, babasının emekli ikramiyeleriyle kendine ufak bir klima satış&tamir dükkanı açmıştı. Kardeşlerinin evlenmesine ön ayak olmuş, sıra kendisine gelip çatmıştı. Evlenmesini ısrarla talep eden ailesinin önerileri doğrultusunda köyden gelin getirmişlerdi. Lakin bu evlilik severek değil, görücü usulünde olduğundan aralarında bir türlü elektriklenme olmuyor ve daha ilk yıllarında -ten uyumsuzluğu- baş göstermişti. İşte Harun ile yıllar sonra tekrar buluşmamız; eşiyle aralarında olduğunu varsaydığı tensel uyumsuzluk vakası sayesinde olmuştu. Tabii eşiyle tanışıklığımızda bu esnada gerçekleşiyordu..      
    
           


Cinsel bakımdan uyuşamadıklarını söyleyen Harun, kendi cinsel arzularının eşininkinden ya daha zayıf olduğunu ya da zevk aldıkları cinsellik biçiminin eşininkinden farklı olduğunu anlatmıştı. Bu tür uyumsuzlukların, ilişkinin ilk aylarında, hatta ilk birkaç yılında ortaya çıkmasının kendileri açısından şans olduğunu ve tedavisinin mümkün olduğunu evvela hanımına sonrada Harun’un kendisine bildirdim: 

- İlişkinin ilk dönemlerinde eşler, cinsel birleşmenin bütün biçim ve alanlarını deneme yoluna gitmezler. Çoğu zaman, oldukça yalın birleşme biçimleri onları doyurmaya yeter. Bak Harun, uyumsuzluğun bir nedeni, eşlerin cinsel istek düzeyinin eşit olmamasıdır. Erkek her gece isterken, kadına haftada bir birleşme yetebilir veya bunun tam tersi de olabilir. 

- Yiğit kardeşim, bak seninle altı yıl birlikte okuduk. Beni az çok tanıyorsun. Bayanlara karşı nasıl çekingen yaklaşımım olduğunu da iyi biliyorsun. Evlenene kadar tık yoktu kardeşim. Evet bu tespitin doğru, ben her gece işten geliyorum, hadi yapalım diyorum, kadın nuh diyor peygamber demiyor yahu.. Ama neticede Nuh’ta peygamber kızım, hadi gel yatalım diyorum. Nafile..

- Seni anlıyorum, zaten muzdarip olduğunun tam tersini karın bana az evvel anlattı. Sen hiç eğitici filmler izlemedin mi ? Yani lisede Erkan vardı, sürekli bu konular içerikli Beta VHS kasetler getirir, sınıfta dağıtırdı. Sen hiç faydalanmıyordun bu kasetlerden. Sana önerim şimdi bu tarz eğitici filmler alıp izlemendir.

Gerçekten de, erkeklerin psikolojik ve görsel uyaranlara karşı daha duyarlı olduğu yapılan bilimsel testlerle saptanmıştır. Buna karşılık, kadınların cinselliği, görsel uyaranlardan çok, bedensel temasla uyarılabilmektedir. İçinde yaşadığımız modern toplumlarda, cinsel çağrışımlı reklamlardan, pornografik film ve yayınlara kadar her şey, özellikle erkek cinselliğinin kızıştırılmasına yöneliktir.
         
- Yiğit, ben bu tarz şeylerin nerede bulunacağını dahi bilmem ki, bana ön ayak ol lütfen..

Kendisine birkaç eğitici cd ve kaset temin ettim ve bu eğitim cd’lerinde gördüğü, beğendiği şekilleşmeleri eşiyle uygulaması gerektiğini öğütledim. Vermiş olduğum öğütler sonrasında artık Harun’u değil, sık sık eşini görmeye başlamıştım. Karısıyla yaşadığı bu tensel uyumsuzluk onu nice klima bağladığı karılar ile yaşayacağı ilişkilere sevk edeceğini hiç düşünmemiştim. Eşi de ne lanet bir kadınmış ki, adamı avucunun içinde tutmayı becerememişti. Harun, klima arıza çağrısı bayanlar tarafından olunca bizzat kendisi gidiyor ve bir şekilde hatunları ters garda getirip onlarla ilişkiler sentezliyormuş. Hatta ilginç birde anısı vardır Harun’un: Yine klima tamiri yapmaya gittiği Rum evlerinden birinde, evin hanımı rahat giyimiyle Harun’u pek etkilemiş. Gözleriyle sürekli olarak kadını süzen ve argo tabiriyle taciz eden Harun’un bakışlarından kadın köfteyi çakmış:

- Harun uşta..

- Efendim hanımım ?

- Şen şeks şeviyoşun ?

- Ohoh hanımım, öyle böyle değil.. Akşamdan sabaha mümkünse..

- İyi o jaman, akşama kaday duy, Agop gelşin, hem şeni yapşın hem beni. Oluy mu?

Hanım böyle diyince, Harun usta topukları yağlamış. Bir daha da o semte uğramamış.. Bir diğer rivayet ise; Harun’un sık sık Zeytinburnu’na gidip deri imalatçı ve toptancılarıyla içli dışlı olmasına pekte mana getiremiyorlarmış. Bir ara dedikodu çıkmış; deri ticareti yapan hatunları ayartmaya çalıştığına dair.. bu dedikodunun çıkmasına sebep ise; alt komşusu Meliha’nımın geceleri sürekli olarak, evdeki kadının yabancı kelimeler konuştuğunu işitmesiyle yayılmış. Güya Harun ağabey, her gece farklı uyruktan birilerinin yatağa atıyormuş. Meliha’nın üç dört dil bilmediğini de varsayacak olursak; getirdiği en fazla iki yabancı kadın olabilme ihtimaline inanmaktaydım. İşin aslını, keyif sigaramızı içerken Harun’un eşinden bizzat kendi yatağımda işitmiştim:

- Harun beni yabancı dil kurslarına göndermişti. Rusça, Makedonca, Almanca, Japonca gibi diller öğrendim. Her gece başka uyruktan bir kadınla sevişiyormuş hissini almak için yaptırıyordu bunu..

- Peki ya Zeytinburnu’nda ki deri imalatçılarıyla işi neydi ki?

- Orada alışveriş yapmaya gelen karıları gözlüyor, hal ve hareketlerini seyrediyor, aynılarını bana yaptırıyordu. Üstelik deri elbise almıştı, sürekli bana onu giydiriyordu.

Dedi ve istemsiz kahkaha komasına girip, üstüne birer keyif sigarası daha yaktık..

                                                                ***